Çarşamba, Nisan 29, 2020

İsm-i A'zam Duâsı (الإسم الأعظم)


    بِسْمِ اللّٰهِ الرَّحْمٰنِ الرَّحِيمِ 
اَلْحَمْدُ لِلّٰهِ رَبِّ اْلعَالَمِينَ وَالصَّلاَةُ وَالسَّلاَمُ عَلٰى رَسُولِنَا مُحَمَّدٍ
 وَعَلٰى اٰلِهِ وَ صَحْبِهِ أَجْمَعِينَ

“Her türlü hamd âlemlerin Rabbi Allah’a mahsustur.
Salât ve Selâm Peygamberimiz Hz.Muhammed’e
ve O’nun ehl-i beytine ve ashabının hepsine olsun.’’

İsm-i A’zam : الإسم الأعظم : Allah’ın en büyük ismi anlamında bir tabir.

Bedîüzzaman Saîd Nursî Hazretlerinin İsm-i A’zam Hakkında Bir İzahı
Şudur:  
‘‘İsm-i A’zam herkes için bir olmaz, belki ayrı ayrı oluyor. Meselâ, İmâm-ı Âli (r.a) hakkında  فَرْدٌ حَىٌّ قَيُّومٌ حَكَمٌ عَدْلٌ قُدُّوسٌ  altı ismidir.’’
(Risâle-i Nur Külliyatı’ndan Lem’âlar, 30.Lem’â sh. 399-Hayrat Neşriyat)

Bu Altı İsm-i A’zam’ın Anlamı :
فَرْدٌ  : O, tek ve bir olan Ferd’dir.
حَىٌّ : Hayatı ezelî ve ebedî olan Hayy’dır.
قَيُّومٌ  : Bütün mevcudât kendisiyle varlıkta kalan Kayyûm’dur.
حَكَمٌ  : Adalet ve hikmetle hükmeden ve kullarının menfaatine olanı yaratan Hakem’dir.
عَدْلٌ  : Sonsuz adâlet sahibi olan Âdl’dir.
قُدُّوسٌ  : Her noksanlıktan münezzeh olan Kuddüs’tür.

Türkiye Diyânet Vakfı İslâm Ansiklopedisi’nde İsm-i A’zam’ Hakkında Şöyle Denilmektedir:

İsm-i a‘zam hakkında nakledilen hadislerden Esmâ bint Yezîd(r.a), Ebû Ümâme (r.a), Büreyde b. Husayb (r.a), Enes b. Mâlik (r.a)ve Hz. Âişe (r.a) yoluyla gelen rivayetler mevcuttur.
(Sünen-i İbn Mâce, Duâ: 9, Ebû Dâvûd, Salât:358 Hadis No:1496)

Bunların dışında kalan ve dolaylı olarak ism-i a‘zamı ilgilendiren rivayet ise Übey b. Kâ‘b (r.a) yoluyla gelmiştir
(Müsned, V, 142; Müslim, “Salâtü’l-müsâfirîn”, 258; Ebû Dâvûd, “Vitir”, 17).

Adı geçen ilk iki sahâbî ile Übey b. Kâ‘b(r.a)’dan gelen rivayetlere göre Hz.
Peygamber (s.a.v), İsm-i A‘zamın Bakara, Âl-i İmrân ve bir rivayette Tâhâ
sûresinde yer alan
(  اَللّٰهُ لَا إِلَهَ إِلَّا هُوَ الْحَيُّ الْقَيُّومُ )
“Allāhü lâ ilâhe illâ hüve’l-hayyü’l-kayyûm”
cümlesinden ibaret olduğunu söylemiştir. 

Hz.Büreyde (r.a) ve Hz.Enes b. Mâlik (r.a) yoluyla gelen rivayetlerin metinleri farklı da olsa tevhid ilkesini içermekte ve Resûl-i Ekrem’in şu ifadesiyle sona ermektedir:
 “Bu duayı yapan Allah’ın ism-i a‘zamı ile dilekte bulunmuş olur. Allah, ism-i a‘zamı anılarak kendisinden talepte bulunulduğunda talebi yerine getirir, ism-i a‘zamla dua edildiğinde duayı kabul eder”  
(Ahmed bin Hanbel, Müsned, III, 120, 158, 245, 265; V, 350, 360; Sünen-i İbn Mâce, Duâ: 9).

Hafız İbn-i Hacer’in ism-i azam hakkında nakledilen rivayetlerin sened açısından tercihe en uygun olanı diye nitelediği Hz.Büreyde (r.a) hadisi birkaç kelime farkı ile İhlâs sûresine benzemektedir:
(اللهم إني أسألك بأنك أنت الله الأحد الصمد الذي لم يلد ولم يولد ولم يكن له كفوًا أحد)
“Allâhım! Senin Allâh, Ehâd ve Sâmed oluşunu, doğurmak, doğmak, dengi ve benzeri bulunmak gibi beşerî özelliklerden münezzeh bulunuşunu vesile edinerek senden talepte bulunuyorum”
 (Sahih-i Buharî Şerhi,Fethu’l-bârî, XII, 527)

Âlimlerin ism-i a‘zam ile ilgili görüşlerini üç kısımdır :
1- Rivayetlerde yer alan azam kelimesi büyük, yüce anlamındaki azîm
yerine kullanılmıştır. 
Buradaki yücelik, harflerden oluşan isme değil; onun
delâlet ettiği zâta aittir. Kul samimiyetle dua ederse dileği kabul edilir.

2- İsm-i a‘zam aslında var olmakla birlikte Kadir gecesi, dua ve ibadetlerin
makbul olduğu cuma gününde gizlenmiş özel vakit gibi sadece Allah
tarafından bilinmektedir. 
Yine İsm-i a‘zam esmâ-i hüsnâ içinde olabilir.
Kulun duygulandığı her ilâhî isim de olabilir (İmam Suyûtî, II, 135-136).

3- İsm-i a‘zam mevcut olup insanlar tarafından bilinmektedir. Bu isme
en büyük” denilmesinin sebepleri sadece kâinatı yaratan ve yöneten en
yüce varlığa nisbet edilmesi, içeriğinin zengin ve sevabının çok olması ve
 duaların kabulüne vesile teşkil etmesi gibi hususlardır.

İsm-i a‘zamın hakkında nakledilen metinlerin bir kısmı hadislere
dayanmakta, bir kısmı da şahsî tahminlerle belirlenmektedir.
(Fethu’l-bârî, XII, 526-527; İmam Suyûtî el-Hâvî li’l-fetâvâ, II, 136-139)
Bunların başında Allah ismi (اَللّٰهُ) Allâh (c.c) veya O’na râci “hüve” (هُوَ) (O zamiri) gelmektedir.  Ayrıca besmele, kelime-i tevhid, esmâ-i hüsnânın tamamı, Allahümme, rabbi rabbi, mâlikü’l-mülk, zü’l-celâli ve’l-ikrâm ve Hz. Yûnus (a.s)’ın duası olan Enbiyâ Sûresi 87.ayeti kaydedilebilir.

(  لَا إِلَهَ إِلَّا أَنْتَ سُبْحَانَكَ إِنِّي كُنْتُ مِنَ الظَّالِمِينَ  )

“Lâ ilâhe illâ ente sübhâneke innî küntü mine’z-zâlimîn”
‘‘ Senden başka ilâh yoktur. Seni tenzih ederim. Gerçekten ben (nefsine) zulmedenlerden oldum.’’
(TDV, İslâm Ansiklopedisi, ism-i-a’zam maddesi.)

Hiç yorum yok:

basmalah_sparkling

Arama Motoru / Search