أَعُوذُ بِاللّٰهِ مِنَ الشَّيْطَانِ الرَّجِيمِ بِسْمِ اللّٰهِ الرَّحْمٰنِ الرَّحِيمِ
فَمَا
أُوتِيتُمْ مِنْ شَيْءٍ فَمَتَاعُ الْحَيَاةِ الدُّنْيَا وَمَا عِنْدَ اللَّهِ
خَيْرٌ وَأَبْقَى لِلَّذِينَ آمَنُوا وَعَلَى رَبِّهِمْ يَتَوَكَّلُونَ (36)
وَالَّذِينَ يَجْتَنِبُونَ
كَبَائِرَ الإِثْمِ وَالْفَوَاحِشَ وَإِذَا مَا غَضِبُوا هُمْ يَغْفِرُونَ (37)
وَالَّذِينَ اسْتَجَابُوا لِرَبِّهِمْ وَأَقَامُوا الصَّلاةَ
وَأَمْرُهُمْ شُورَى بَيْنَهُمْ وَمِمَّا رَزَقْنَاهُمْ يُنْفِقُونَ (38)
وَالَّذِينَ إِذَا أَصَابَهُمْ الْبَغْيُ هُمْ
يَنْتَصِرُونَ (39)
وَجَزَاءُ سَيِّئَةٍ سَيِّئَةٌ مِثْلُهَا فَمَنْ عَفَا وَأَصْلَحَ
فَأَجْرُهُ عَلَى اللَّهِ إِنَّهُ لا يُحِبُّ الظَّالِمِينَ (40)
Şûra Sûresi (36-40). Ayet-i Kerîmelerinin
Mealleri:
Hasılı, size verilmiş bulunan şeyler hep dünya [süflî veya yakın] hayatın
geçici metaı/[kazancı]dır, Allah yanındaki ise daha hayırlı ve daha bekâlı/[kalıcı]dır.
Fakat (bu mükâfat) o kimseler için ki:
İman etmişlerdir ve Rab'lerine itimat ed(ip tevekkül ed)erler ve onlar ki
günahın büyüklerine ve açık çirkinliklere uzak bulunurlar ve her
gazaplandıkları vakit de onlar kusur örterler ve onlar ki Rab'leri için davete
icabet etmekte ve namazı kılmaktadırlar, buyrukları da [işleri de] aralarında
şûradır {danışıklıdır), kendilerine kısmet ettiğimiz rızıklardan onlar (hayır
için) masraf da verirler ve onlar ki kendilerine bağy [haklarına tecavüz) vâki
olduğu vakit yardımlaşır, onlar öcünü alırlar.
Kötülüğün cezası da misli (kadar)
kötülüktür, fakat her kim affedip ıslah ederse onun da ecri [mükâfatı]
Allah'adır. Her halde [şüphesiz] O zalimleri sevmez.
Al-Qur'an Al-Kareem, Surah: 42 Ash-Shura, Verses (36-40) :
36. Whatever ye are given (here) is (but) the enjoyment
of this life: but that which is with Allah is better and more lasting: (it is)
for those who believe and put their trust in their Lord:
37. Those who avoid the greater sins and indecencies,
and, when they are angry even then forgive;
38. Those who respond to their Lord, and establish
regular prayer; who (conduct) their affairs by mutual Consultation; who spend
out of what We bestow on them for Sustenance;
39. And those who, when an oppressive wrong is inflicted
on them, (are not cowed but) help and defend themselves.
40. The recompense for an injury is an injury equal
thereto (in degree): but if a person forgives and makes reconciliation, his
reward is due from Allah: for (Allah) loveth not those who do wrong.
Hiç yorum yok:
Yorum Gönder