بِسْمِ اللهِ الرَّحْمَنِ الرَّحِيمِ
اَلْحَمْدُ ِللهِ رَبِّ العَالَمِينَ وَ الصَّلاَةُ وَ السَّلاَمُ عَلَى
رَسُولِنَا مُحَمَّدٍ
وَ ﺁلِهِ وَ صَحْبِهِ اَجْمَعِينْ
عَنْ أَبِي
هُرَيْرَةَ أَنَّهُ قَالَ: يَا رَسُولَ اللَّهِ مَاذَا رَدَّ إِلَيْكَ رَبُّكَ
عَزَّ وَجَلَّ فِي الشَّفَاعَةِ؟ قَالَ: لَقَدْ ظَنَنْتُ لَتَكُونَنَّ أَوَّلَ
مَنْ سَأَلَنِي “لِمَّا” رَأَيْتُ مِنْ حِرْصِكَ عَلَى الْعِلْمِ شَفَاعَتِي
لِمَنْ يَشْهَدُ أَنْ لاَ إِلَهَ إِلَّا اللَّهُ مُخْلِصًا يُصَدِّقُ قَلْبُهُ
لِسَانَهُ وَلِسَانُهُ قَلْبَهُ.
Ebû Hüreyre'nin anlattığına göre o,
“Ey Allah'ın Resûlü! Yüce Rabbin
sana şefaat konusunda nasıl bir hak bahşetti?” diye sormuş, Resûlullah (sav)
şöyle cevap vermişti:
“Senin ilme olan
tutkunu bildiğim için bunu bana ilk soranın da sen olacağını tahmin etmiştim.
Benim şefaatim, kalbi dilini, dili de kalbini tasdik ederek Allah'tan başka
ilâh olmadığına samimiyetle şehâdet eden kimse içindir.”
(HM10724 İbn Hanbel, II, 518)
عَنْ أَبِى
مُوسَى الأَشْعَرِيِّ قَالَ: قَالَ رَسُولُ اللَّهِ (صَلَّى اللَّهُ عَلَيْهِ وَ
سَلَّمْ) :
” خُيِّرْتُ بَيْنَ الشَّفَاعَةِ وَبَيْنَ أَنْ يَدْخُلَ نِصْفُ
أُمَّتِى الْجَنَّةَ. فَاخْتَرْتُ الشَّفَاعَةَ.
لأَنَّهَا أَعَمُّ وَأَكْفَى أَتُرَوْنَهَا لِلْمُتَّقِينَ؟ لاَ وَلَكِنَّهَا
لِلْمُذْنِبِينَ الْخَطَّائِينَ الْمُتَلَوِّثِينَ. “
Ebû Musa
el-Eş'arî'nin naklettiğine göre, Resûlullah (sav) şöyle buyurmuştur:
“Bana,
şefaat etme ya da ümmetimin yarısının cennete girmesi hakkında tercih yapma
fırsatı verildi; ben şefaat etmeyi seçtim. Çünkü o daha kapsamlı ve daha
yeterlidir. Siz şefaatimin takva sahibi müminler için mi olacağını sanırsınız?
Hayır. Aksine o, günahkârlar, çok hata işleyen ve kirlenenler içindir.”
(İM4311
İbn Mâce, Zühd, 37)
عَنْ أَبِى
هُرَيْرَةَ أَنَّ رَسُولَ اللَّهِ (صَلَّى اللَّهُ عَلَيْهِ وَ سَلَّمْ) قَالَ:
” لِكُلِّ نَبِيٍّ دَعْوَةٌ يَدْعُوهَا فَأُرِيدُ أَنْ أَخْتَبِئَ دَعْوَتِى شَفَاعَةً
لأُمَّتِى يَوْمَ الْقِيَامَةِ. “
Ebû Hüreyre'den
rivayet edildiğine göre, Resûlullah (sav) şöyle buyurmuştur:
“Her
peygamberin niyaz ettiği bir duası vardır. Ben de duamı kıyamet gününde
ümmetime şefaat etmek için saklamak istiyorum.”
(M487
Müslim, Îmân, 334)
عَنْ أَبِى
هُرَيْرَةَ قَالَ:قَالَ رَسُولُ اللَّهِ (صَلَّى اللَّهُ عَلَيْهِ وَ سَلَّمْ) :
” أَنَا سَيِّدُ وَلَدِ آدَمَ وَأَوَّلُ مَنْ تَنْشَقُّ عَنْهُ الأَرْضُ
وَأَوَّلُ شَافِعٍ وَأَوَّلُ مُشَفَّعٍ. “
Ebû Hüreyre'nin
naklettiğine göre, Resûlullah (sav) şöyle buyurmuştur:
“Ben
âdemoğlunun efendisi, kabri ilk açılacak olan, ilk şefaat edecek ve şefaati ilk
kabul edilecek olanım.”
(D4673
Ebû Dâvûd, Sünnet, 13)
عَنْ أَبِي
أُمَامَةَ الْبَاهِلِيِّ قَالَ: قَالَ رَسُولُ اللَّهِ (صَلَّى اللَّهُ عَلَيْهِ
وَ سَلَّمْ) :
” اقْرَءُوا الْقُرْآنَ فَإِنَّهُ يَأْتِي شَفِيعًا يَوْمَ الْقِيَامَةِ
لِصَاحِبِهِ…“
Ebû Ümâme
el-Bâhilî'nin naklettiğine göre, Resûlullah (sav) şöyle buyurmuştur:
“Kur'an okuyun! Çünkü Kur'an, kıyamet gününde dostuna
(okuyucusuna) şefaatçi olacaktır…”
(HM22546
İbn Hanbel, V, 255; M1874 Müslim, Müsâfirîn, 252)
Kaynak :
T.C. Diyanet
İşleri Başkanlığı Hadislerle İslam 7. Cilt Sayfa: 621-623
Hiç yorum yok:
Yorum Gönder