Helâl
dairesi geniştir, keyfe kâfi gelir. Harama girmeye hiç lüzum yoktur.
Ferâiz-i İlâhiye
ise hafiftir, azdır.
Allah’a abd ve asker olmak, öyle lezzetli bir şereftir
ki, tarif edilmez.
Vazife
ise, yalnız bir asker gibi, Allah nâmına
işlemeli, başlamalı.
Ve
Allah hesâbiyle vermeli ve almalı.
Ve
izni ve kanunu dairesinde hareket etmeli, sükûnet bulmalı.
Kusur
etse istiğfar etmeli :
“Yâ Rab ! Kusurumuzu affet. Bizi kendine kul kabul et.
Emânetini kabzetmek zamanına kadar bizi emânette emîn kıl. Amin!”
demeli
ve O'na yalvarmalı.
(Risâle-i Nur
Külliyatı’ndan Sözler Risâlesi, Altıncı Söz, sh. 33)